Lisans hayatını 4 yıllık psikoloji bölümü üzerine tamamlamış olup ruh sağlığı alanında deneyimli bilgiler edinmiş kişilere psikolog denir. Psikologlar bireyin davranış, tutum, düşünme ve duygu durumlarını inceleyen meslek mensuplarıdır.Psikologlar kendi ilgilendikleri alanlara bağlı olarak psikolojinin alt dallarında uzmanlaşabilirler. Bunlar klinik psikoloji, gelişim psikolojisi, sosyal psikoloji, adli psikoloji, endüstri psikolojisi gibi alanlardır.
Çok kısaca tanımlanacak olursa psikoterapi bir uzman eşliğinde konuşma yoluyla sorunları aşma sürecidir. Konuşma yoluyla bir diğerine yardım etmek aslında günlük hayatta insanların sıklıkla birbirlerine yaptığı bir şeydir. Psikoterapi ise daha farklı ve özel bir aktivitedir. Danışan-terapist arasında güvene dayalı bir ilişkinin bulunduğu, Açık ve kaliteli bir iletişimin kurulduğu, Problemi açıklama ve çözüm yollarının psikolojik teorilere dayandığı, Kişiyi bütünsel olarak geliştirmeye odaklanan, Danışanın mevcut koşullarındaki ihtiyaçlarına uygun şekilde yardım etmek ve zarar vermemek konusunda özel olarak eğitim görmüş bir uzmandan alınan, Belirli bir ücretlendirme ile profesyonel olarak, belirli bir düzenliliğe göre yürütülen bir süreçtir.
Psikolog görüşmeleri, antrenörle çalışmak gibidir. Psikolog, kişinin ulaşmak istediği hedeflerini, isteklerini, çelişkilerini anlamakta yardımcı olur, hedeflerine nasıl ulaşabileceğine dair yol gösterir ve değişim süresince motivasyonunu destekler. Ancak gerçek değişim, kişinin inançlarını ve isteklerini, içinde bulunduğu çevrenin koşullarına uygun olarak günlük hayata taşıyabildiği zaman gerçekleşir ki, bu da danışan kişinin aktif katılımını gerektirir. Kalıcı bir değişim, psikolog ve danışanın, değişim hedeflerine eşit ölçülerde bağlı kalmalarıyla gerçekleşir.
Pek çok danışanın psikoterapiye gelirken en çok korktuğu unsur, anlattıklarının terapi odasının dışına sızması ve başkaları tarafından öğrenilmesi korkusudur. Psikoterapi odası kişinin en yeri geldiğinde mahrem sırlarını ortaya koyduğu özel bir alandır. Bu sebeple psikoterapinin en önemli etik kurallarından bir tanesi, psikoterapistin gizlilik ilkesine sadık kalmasıdır. Psikoterapi, terapist ile danışan arasındaki terapötik ilişkide inşa edilecek temel güven duygusu üzerine bina edilir. Eğer danışan, terapistinin gizliliği sağlamadığı hakkında bir güvensizlik yaşıyorsa, terapiden fayda görmek oldukça zordur. Bu problem terapiye direk olarak etki eder ve açıkça konuşmakta zorlanırsınız. Genellikle ilk seansta kurulacak olan terapötik ilişkinin çerçevesinden bahsedilerek danışan gizlilik ilkesi hakkında terapisti tarafından bilgilendirilir. Eğer terapinin devamında böyle bir kaygı yaşıyorsanız, bunun en güzel çözümü, hissettiğiniz endişeyi terapistinizle açık yüreklilikle paylaşmaktır.
Hayır, psikologlar tıp fakültesi mezunu değillerdir. Bu nedenle ilaç reçete edemezler.
Haber, Duyuru, ve her türlü gelişmeden haberdar olmak için e-bülten aboneliğini yaptırınız